26 Ağustos 2012 Pazar

Alex Mi Kocaman Fenerbahçe Mi?

Günlerdir Alex, Aykut Kocaman gerginliği tartışılıyor. Öncelikle belirtelim ki twitterdaki mesajları herhangi bir Türk oyuncu yazsa kesinlike kadro dışı kalır veya para cezası alırdı. Bu konuda Aziz Yıldırım sonuna kadar haklı. Şüphesiz ki Alex Fenerbahçe efsanelerinden biridir ancak hiçbir isim Fenerbahçe'nin üzerinde değildir. Burdaki hata Aykut Kocaman'ın transfer stratejisini kafasındaki kararlarla paralel yürütememesidir. Alex 40 yaşına kadar Fenerbahçe'yi sırtlayacak değil bununla beraber Türkiye'deki üstün performansı yanında Avrupa kupalarındaki çoğu maçta beklenenden uzak olduğu da görülmek istenmese de bir gerçek. Bunları gören bir Aykut Kocaman nasıl olur da transferde kafasındaki hızlı futbolu oynayacak orta sahalar transfer etmez işte insanın aklı bunu almıyor. Alex yedek kalabilir kadroya giremeyebilir ancak yerine Selçuk, Cristian gibi kapasitesi düşük oyuncular oynatılırsa taraftar da haklı olarak tepki gösterir. Orta sahayı iki yönlü oynayan oyuncularla zenginleştirselerdi Alex tercihi bu kadar dikkat çekmeyecekti.
Son durumda Alex de taraftar da Aykut Kocaman da huzursuz. Kilit maç Spartak Moskova. Fenerbahçe şampiyonlar ligine kalırsa Alex'in yerine yeni bir transfer gelebilir gibi gözüküyor. Şampiyonlar ligi olmasa bile araya giren bu soğuk rüzgarlar bile Alex Fenerbahçe ayrılığı getirebilir. İşlerin bu noktaya gelmesi transfer döneminin son günlerinde bu konuların konuşulması, takım yapısının değiştirilmesi büyük bir planlama hatasıdır. İnsan ister istemez sorguluyor bu hazırlık kampları ne işe yarar?

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Müşfik Kenter

 Ülkemizde yetişen en büyük tiyatroculardan Müşfik Kenter'i kaybettik. Oynadığı sayısız tiyatro oyunu, filmler, diziler yanında etkileyici sesinin de hafızalarda her zaman iz bırakacağı kesin. Toprağı bol olsun.



Anthony Perkins & Sophia Loren

Bir Sophia Loren gerçeği var bir de diğerleri işte..

Alain Delon & Brigitte Bardot

St. Tropez 1968

Cem Karaca & Barış Manço

Ah bir ateş ver sigaramı yakayım mı çalıyor yoksa efsaneler yan yana..

13 Ağustos 2012 Pazartesi

Galatasaray: 3 - Fenerbahçe: 2

Süper Kupa  Fenerbahçe'yi 3-2 yenen Galatasaray'ın oldu. Geçen yılı kupayla kapatan Galatasaray yeni sezona da kupayla başlamış oldu. Büyük maçlarda birebir kadro kıyaslamalarından ziyade teknik direktör kalitesinin ne kadar fark yarattığını çok net görüyoruz. Geçen sene büyük takımların tek forvetle oynamasından yaşadığı sıkıntıyı gözlemleyerek iki forvetle ileride baskı kuran siteme dönen Fatih Terim şampiyonluğu yakalamıştı. Aykut Kocaman ise korkak oyun tarzında ısrarcı olarak yanlışından dönmüyor. Dünkü maçta son yarım saati 10 kişi oynamasına rağmen Galatasaray'ın geriye çekilmedi, önde baskı kurarak gol pozisyonlarına girdi ve maçı kazandı. Biz Türk takımları olarak, Türk futbolcu mantalitesi olarak savunma futboluna yatkın ve bu konuda becerikli değiliz. Bu nedenle de milli takımlarda ve kulüp takımlarında başarılı olduğumuz dönemlerde hep yediğimizden fazlasını atan yürekli ve coşkulu futbol oynayan ekipler oluşturmuştuk. Bu gerçeği Aykut Kocaman'ın görememesi Fenerbahçe'yi uzun süredir futbolundan tat alınmayan ve büyük maçların küçük takımı kisvesine sokuyor. Bu yanlıştan bir an önce dönmesi şart. Maça dönecek olursak son dakikada kupayı Galatasaray'a getiren penaltı pozisyonu şayet Galtasary'ın ikinci golünden önce Kuyt'a yapılan faul verilseydi bugün bu kadar çok konuşulmayacaktı. Sıkıntı şu ki Kuyt'a yapılan hareketi  faul olarak değerlendirmeyen hakemin benzer pozisyonda penaltıyı çalmasıydı. Bunun dışında maçın diğer bir önemli anı maç başından beri ortamı germeye çalışan ve Şenol Güneş gibi bir sabırtaşını bile zamanında çatlatmış Engin Baytar'ın hakemin yakasına yapışmasından dolayı aldığı kırmızı karttı. Engin mental problemlerini yıllardır aşamadı ve bu konuda hiçbir çaba göstermiyor. Üst düzey bir yetenek de olmadığı için kendi kaybedecek. Daha önce hakemi çekiştirdiği için 12 maç ceza alan Bülent Ataman'dan sonra Engin'e kaç maç ceza gelecek merak ediyorum.
Galatasaray Fatih Terim'in gelişiyle yakaladığı korkmadan rakibinin üzerine giden felsefeyle Süper Kupa'ya uzandı. Fenerbahçe ise bu kayıplardan artık ders çıkarmalı Aykut Kocaman'ın artık mantalitesini değiştirme zamanı geldi de geçiyor. Aksi halde Spartak Moskova maçları da hüsran yaratır.

10 Ağustos 2012 Cuma

Fenerbahçe Spartak Moskova'yla Eşleşti

Fenerbahçe Şampiyonlar ligi ön eleme turunda Spartak Moskova'yla eşleşti. Muhtemel rakipler içinde en zoru çıktı diyebiliriz. Spartak Rusya liginde üçte üç yaparak liderlik koltuğuna oturdu. Hazır bir takımla oynamanın dezavantajını yaşayacak Fenerbahçe. İşe iyi tarafından bakacak olursak favori gözüktüğü takımlara karşı üstünlük sağlayamayan Fenerbahçe ciddi bir rakip karşısında oynayacağı için tura daha sıkı sarılacaktır. Yobo ve Krasiç'in takıma girmesi olumlu hava yaratacaksa da Vaslui'nin tek pasla geçtiği Cristian'lı orta sahayı Spartak delik deşik eder. Stoperlerin önündeki iki ön libero savunmayı ve pasları çok iyi yapmalı çünkü Spartak'ın Brezilyalı forvetleri Welliton ve Ari Vaslui oyuncuları gibi gol kaçırmada cömert davranmaz. Emenike benim fazlasıyla overrated bulduğum bir oyuncu ama açık alan bulursa o da tehlike yaratır. Hücuma yönelik orta sahaları eski Celtic'li McGeady de özellikle dikkat edilmesi ve durdurulması gereken bir isim. Göbekteki oyuncuları Alkmaar'dan tanıdığımız De Zeeuw ve Brezilyalı Carioca da dirençli bir ikili oluşturuyor. Adı yıllarca Galatasaray'la anılan Kallström'ü de yeni kadrolarına kattılar.Genel olarak bakınca Avrupa futbolunu bilen oyuncularının fazla olduğunu görüyoruz. Bu da duran toplarda yapılan hatalar ıskalar ve bireysel hataların affı olmayacağı anlamına geliyor. Kontratak futboluna da yatkın hızlı oyuncuları olduğu için İstanbul'daki maç da beklendiği kadar rahat geçmeyecektir. Bu yüzden Rusya'daki ilk maçta Fenerbahçe mutlaka gol bulmalı. Fenerbahçe savunma futbolu oynamayı beceremediği için geriye çok yaslanırsa Spartak hataya zorlar ve maçı çözer. Hücumda tehdit yaratacak Krasiç, Kuyt, Sow üçlüsü mutlaka hazır bir şekilde sahada olmalı. Kura zor ama Şampiyonlar Ligi'nin olayı bu zaten. Artık futbolda Avrupalılaşmanın zamanı geldi. Yoksa yine maç sonrası gazetelerde bireysel hatadan gol yedik yazık oldu klişelerini görürüz. Hataya yer olmayan iki maç Fenerbahçe'yi bekliyor bugüne kadar Avrupa kupalarında vasatı aşamayan Aykut Kocaman'a çok büyük iş düşüyor.

9 Ağustos 2012 Perşembe

Vaslui: 1 - Fenerbahçe: 4

İstanbul'daki 1-1'in rövanşında Fenerbahçe ilk yarı Caner'le bulduğu golden sonra oyunun hakimiyetini yine Vaslui'ye teslim etti. Bekir ve Gökhan Gönül'ün müdahale edemediği topta Vaslui'nin beraberlik golü geldi. Müdahale edilemeyen acemice yenen bu gol yanında Vaslui'nin Fenerbahçe orta sahasını tek pasla geçmesi ve ceza sahası çevresinde çok rahat pas yapması da Fenerbahçe'nin ayrı bir handikapı oldu. Aykut Kocaman denemekten bıkmasa da orta sahada Cristian-Selçuk ikilisinin ne ofansif ne de defansif olarak oyuna etki edemedikleri çok açık. Orta sahanın bu etkisizliği defansı da çok çaresiz bırakıyor. Özellikle Krasiç'in de gelmesiyle yıllardır sağ kanatta içe katederek oynayan Mehmet Topuz  daha iyi oynayacağı orta sahaya kaydırılabilir. Her türlü Cristian'dan daha faydalı olur. Maça dönersek hakem penaltıyı çok kolay çaldı vermeyebilirdi. Vaslui gole çevirebilseydi çok daha sıkıntılı bir ikinci yarı izlerdik ki Volkan Demirel penaltıyı kurtararak maçın kaderini değiştirdi. Sonrasında Kuyt'ın çok klas attığı zor gol takımı rahatlattı. Sow'un golü de Kuyt'ın ilk golü gibi zor ve klas bir vuruşla geldi. Vaslui engeli aşıldı hem de skor aldatmacasına girmezsek beklenen de çok zor aşıldı. Bundan sonraki muhtemel rakipler Spartak Moskova, Dinamo Kiev, Braga, Panathinaikos ve Kopenhag. Açıkçası Vaslui maçlarındaki performanslara bakınca bu rakipler her ne kadar kamuoyunda makul gözükse de Fenerbahçe'ye sıkıntı yaratacak ekipler. Rusya ve Ukrayna'da ligler başladığı için Spartak ve Dinamo'nun gelmesi hazır takımlarla oynama açısından dezavantaj olur. Braga'da ters bir takım. En makul eşleşme Panathinaikos veya Kopenhag olur. Krasiç ve Yobo'nun da katılacak olması takımı rahatlatacaktır ama Şampiyonlar Liginde başarı isteniyorsa orta sahada Emre'nin boşluğunun çok kaliteli bir isimle doldurulması şart. Fenerbahçe'nin bu takımlara elense bile Uefa Avrupa Ligi gruplarına katılacağını da göz önüne alırsak orta saha transferinin ne kadar gerekli olduğunu görüyoruz. Hatta ve hatta 18'e bile giremeyen Bienvenu yerine takıma faydalı olacak bir forvet daha alınması gerekecek.

3 Ağustos 2012 Cuma

Krasic Fenerbahçe'de

Fenerbahçe iki sezondur transfer etmeye çalıştığı Juventus'lu Sırp kanat oyuncusu Krasic'i sonunda renklerine bağladı. Juve'ye 7 milyon euro bonservis oyuncuya da 4 yıl için yıllık 2.3 milyon euro sabit ve maç başına 12.500 euro ödenecek. Bu transferle Fenerbahçe uzun yıllardır eksikliğini hissettiği gerçek bir sağ açık oyuncusuna kavuşmuş oldu. Özellikle Alex'i de çok rahatlatacak olan bu transfer 4-2-3-1 sisteminin zayıf kalan kanatlarını güçlendirerek hücum hattını zenginleştirecek. Krasic'in sağa gelmesiyle Kuyt forvete kayacak. Krasic'le birlikte Yobo transferinin de bittiği söyleniyor. Her ne kadar Yobo ilk geldiğinden bu yana performans olarak sürekli geriye gitse ve çok daha kaliteli bir stoper alınması gerekse de madem ki bu kadar ısrarla istenen ve alınacak bir oyuncuydu bu transferler bir hafta önce yapılsa ve öneleme turuna yetiştirilselerdi çok daha iyi olmaz mıydı?

2 Ağustos 2012 Perşembe

Bo McCalebb Fenerbahçe Ülker'de

Fenerbahçe Ülker uzun süredir almak için uğraştığı Bo McCalebb'i sonunda transfer etti. Böylece Montepaschi Siena'da beraber çalışan koç Pianigiani ile Bo Fenerbahçe Ülker çatısı altında tekrar buluştu. Avrupa'nın sayılı oyun kurucularından biri olan McCalebb'in gelişi otomatikman Fenerbahçe Ülker'i Euroleague Final Four'da iddialı takımlardan biri haline getirdi. McCalebb'in daha önce 2008-2009 sezonunda Mersin Büyükşehir Belediyesi'nde oynamış ve buradan Partizan'a gitmiş. Anlaşılan ligimizdeki değeri biraz geç keşfetmişiz. 27 yaşındaki McCalebb ile yapılan sözleşme 3 yıllık Koçun sahadaki eli olan oyun kurucu mevkiinde Bo-Pianigiani'nin birbirini tanımaları şüphesiz çok büyük avantaj olacak. Batiste ve Sato'dan sonra McCalebb transferi yine Siena'dan gerçekleşmesi muhtemel Andersen transferi ile takım daha da iddialı olacak. Keşke Mirsad Türkcan'a karşı anlamsız bir jübile diretmesi olmasaydı ve o da bu güçlü kadroda yer alabilseydi.

Fenerbahçe: 1 - Vaslui: 1


Dün akşam en iyimser olmayan futbolseverler bile Fenerbahçe'nin 1-0 2-0 kazanacağını düşünüyordu maçtan önce. Gel gör ki yıllardır kötü alışkanlık haline gelen transferlerin kampa yetiştirilmemesi ve kampta iyi çalışılmaması gerçekleri tekrar su yüzüne çıktı. O klasikleşen gazetelerin kamp yorumlarında övülen oyunculardan yine eser yoktu. Romanya'nın vasat bir takımı karşısında Fenerbahçe öldü öldü dirildi.Bu transfer ve idman yetersizliğinin yanında yapılan çok büyük bir yanlış da her zamanki gibi korkak oyun sisteminin tercih edilmesi. Vaslui gibi bir takım karşısında 2 forvetle başlamak büyük bir risk olmazdı en azından rakip kalede önde basabilirdi Fenerbahçe. Zaten iki ön liberodan bir tanesi Cristian olunca 4-2-3-1, 4-4-1-1 gibi sistemlerin o diri baskıcı orta sahası hayal oluyor. Emre Belözoğlu sezon sonu bu takımdan ilk ayrılan takımda dikine oynayan tek oyuncuyken yeri hala doldurulmadı ve bu bölgede Cristian'a duyulan güvenin ne kadar boş olduğu yine ortaya çıktı. Cristian sorumluluk almayan oyun tarzı ve defansa yardım etmeyen gamsız tavrıyla şu takımın 11'inde asla yer almamalı. Egemen maçın içinde iyi gözükmekle beraber gol yediren bir hata yaptı. Savunmada Lugano'nun hırs ve defansı organize etme özelliklerini taşıması önemli bir avantaj tabi bu ölümcül hataları minimize etmesi gerekiyor. Maçta Hasan Ali solda çok iyi boşa kaçtı ve pas bekledi ama yeni diye midir nedir bilmem kendisi pek topla buluşturulmadı artı Stoch da ona hiç yardım etmedi. Aslında Stoch hiç kimseye yardım etmedi de diyebiliriz. Bu oyuncunun en büyük sorunu maç seçmesi. Canı isteyince rakibi zorlayan üzerine giden Stoch canı istemedi mi hiçbir şey yapmıyor. Söylendiği gibi kendisine 12 milyon euro'lar teklif ediliyorsa bir dakika durmadan versinler yeri dolmayacak bir oyuncu asla değil. Kamp günlüklerinin gözde ismi Alex de bitikti etkili olamadı. Fenerbahçe gidip bu takımı Romanya'da eler. Eler ama bu yanlışlarından artık vazgeçmesi lazım. Yeni transflerden Topal ve Kuyt ve Hasan Ali faydalı olacaklarını gösterdi. Ama bu takım Emre'nin yerine orta saha, sağ açık ve forvete takviye istiyorum diye bas bas bağırıyor. Bunun görülmesi lazım. Bununla birlikte Aykut Kocaman artık iki forvetle oynamayı ciddi ciddi düşünmeli eldeki orta saha hücuma destek veremediğinden rakip yarı sahaya geçemeyen bir Fenerbahçe izliyoruz ki gerçek Fenerbahçe'den çok uzak.